|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
ikişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda ortak oynayan iki kişiden her biri |
spouse n.
|
|
2 |
General |
ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilen bölümlerden her biri |
degree n.
|
|
3 |
General |
büyük bir baca içindeki birkaç ayrı duman yolunun her biri |
flue n.
|
|
4 |
General |
birbiriyle ilgisi olan şeylerin her biri |
correlate n.
|
|
5 |
General |
çiçeği oluşturan minik çiçeklerden her biri |
floret n.
|
|
6 |
General |
oluşturan parçalardan her biri |
constituent n.
|
|
7 |
General |
kafatasının en geniş transvers kutrunun uçlarından her biri |
euryon n.
|
|
8 |
General |
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri |
spouse n.
|
|
9 |
General |
üzerine rayların yerleştirildiği, enine konulmuş metal, ağaç ya da beton parçalarından her biri |
sleeper n.
|
|
10 |
General |
fransız büyükşehirlerinin ayrıldığı idari bölgelerden her biri |
arrondisement n.
|
|
11 |
General |
bir ülkenin başlıca idari bölümlerinden her biri |
province n.
|
|
12 |
General |
pervaz altındaki dişlerin her biri |
dentil n.
|
|
|
13 |
General |
birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri |
spouse n.
|
|
14 |
General |
sıfırdan dokuza kadar tamsayıların her biri |
digit n.
|
|
15 |
General |
karı kocadan her biri |
spouse n.
|
|
16 |
General |
bir süreç içindeki durumlardan her biri |
degree n.
|
|
17 |
General |
istekleri, düşünceleri farklı olan kişi veya topluluklardan her biri |
party n.
|
|
18 |
General |
truva savaşında yunan başkanlarından her biri |
nestor n.
|
|
19 |
General |
ingiltere'de milli eğitim programının dört basamağından her biri |
key stage n.
|
|
20 |
General |
her üç kişiden biri |
one out of every three n.
|
|
21 |
General |
her iki taraftan biri |
either party n.
|
|
22 |
General |
her iki taraftan biri |
either side n.
|
|
23 |
General |
(bunlardan/bunların) her biri |
each of which n.
|
|
24 |
General |
üçüz (her biri) |
trilling n.
|
|
25 |
General |
nefes borusu, trake, bronşlar veya ciğerlere hava taşıyan kollardan her biri |
air tube n.
|
|
26 |
General |
meleklere verilmiş dokuz rütbeden her biri |
order n.
|
|
27 |
General |
tavlanın kanatlarından her biri |
table n.
|
|
28 |
General |
ön kol korumalarından her biri |
cannon n.
|
|
29 |
General |
bir yere tek araba gidenlerin her biri |
carpooler n.
|
|
30 |
General |
bir yere tek araba gidenlerin her biri |
carshare n.
|
|
31 |
General |
aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri |
chamber fellow n.
|
|
32 |
General |
mengene aletinin çenelerinden her biri |
chap n.
|
|
33 |
General |
saat kadranındaki rakamlardan her biri |
chapter n.
|
|
34 |
General |
mengene çenelerinden her biri |
cheek n.
|
|
35 |
General |
at yularındaki yanak kayışlarının her biri |
cheekpiece n.
|
|
36 |
General |
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri |
nassella tussock board n.
|
|
37 |
General |
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri |
north american country n.
|
|
38 |
General |
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri |
north american nation n.
|
|
39 |
General |
çift olan şeyin her biri |
neighbor n.
|
|
40 |
General |
çift olan şeyin her biri |
neighbour n.
|
|
41 |
General |
ikiz kız kardeşlerden her biri |
twin sister n.
|
|
42 |
General |
sekiz kişilik kürek takımındaki üyelerden her biri |
eightsman n.
|
|
43 |
General |
doğru parçasının iki ucundan her biri |
endpoint n.
|
|
44 |
General |
zıt iki şeyden her biri |
extreme n.
|
|
45 |
General |
zikzak biçimli bir parkurun kısa düz bölümlerinden her biri |
zag n.
|
|
46 |
General |
karı kocadan her biri |
make [dialect] [uk] n.
|
|
47 |
General |
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri |
villa home [australia] n.
|
|
48 |
General |
iki parçalı bir pulun parçalarından her biri |
bisect n.
|
|
49 |
General |
domino oyununun matador çeşidinde istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşından her biri |
matador n.
|
|
50 |
General |
antiklinal birikintinin iki eğimli kenarından her biri |
leg n.
|
|
51 |
General |
on beşli gruptan her biri |
quindecaplet n.
|
|
52 |
General |
beşizlerden her biri |
quint n.
|
|
|
53 |
General |
üst çenenin yüksek omurgalılarda ve insanlarda dişleri barındıran iki kemiğinden her biri |
maxillae n.
|
|
54 |
General |
makine ile çoğaltılmış bir şeyin kopyalarından her biri |
mechanograph n.
|
|
55 |
General |
üç cadı kadından her biri |
weird n.
|
|
56 |
General |
üç cadı kadından her biri |
wyrd n.
|
|
57 |
General |
sepeti oluşturan ahşap çemberlerden her biri |
bool [dialect] [uk] n.
|
|
58 |
General |
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri |
haulm n.
|
|
59 |
General |
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri |
hem [dialect] [uk] n.
|
|
60 |
General |
at nalının iki yanından her biri |
branch n.
|
|
61 |
General |
yunancada soluklu okumanın olup olmadığını gösteren iki işaretten her biri |
breathing n.
|
|
62 |
General |
kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri |
hinging post n.
|
|
63 |
General |
araba çeken atı tutmak için dizginlere bağlanan iki halkadan her biri |
holder n.
|
|
64 |
General |
at arabasında bulunan iki sırım köselesinden veya kayıştan her biri |
girth n.
|
|
65 |
General |
müzik aletindeki basmalı düğmelerden her biri |
button n.
|
|
66 |
General |
fotoğraf emülsiyonundaki çok sayıda partikülden her biri |
grain n.
|
|
67 |
General |
kristal katıyı oluşturan çok sayıdaki kristalden her biri |
grain n.
|
|
68 |
General |
(futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri |
guard n.
|
|
69 |
General |
tek doğumda doğan sekiz yavrudan her biri |
octuplet n.
|
|
70 |
General |
bütünün eşit iki parçasından her biri |
one-half n.
|
|
71 |
General |
dokuz eş parçadan her biri |
one-ninth n.
|
|
72 |
General |
on altı eş parçadan her biri |
one-sixteenth n.
|
|
73 |
General |
on eş parçadan her biri |
one-tenth n.
|
|
74 |
General |
on bin eş parçadan her biri |
one-ten-thousandth n.
|
|
75 |
General |
otuz iki eş parçadan her biri |
one-thirty-second n.
|
|
76 |
General |
avustralya'ya ilk göç edenlerden her biri |
old hand [australia] n.
|
|
77 |
General |
evli olmayıp çift gibi yaşayan iki kişiden her biri |
companion n.
|
|
78 |
General |
eşcinsel çiftin her biri |
companion n.
|
|
79 |
General |
vücudu yapışık doğan ikiz kardeşlerden her biri |
conjoined twin n.
|
|
80 |
General |
çift kanatlı kapının kanatlarından her biri |
batwing n.
|
|
81 |
General |
takımın ortak kaptanlarından her biri |
co-captain n.
|
|
82 |
General |
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri |
colorway n.
|
|
83 |
General |
on iki parçadan her biri |
duodecimal n.
|
|
84 |
General |
böceğe ait eşlenik yapılardan her biri |
paramere n.
|
|
85 |
General |
yayınlarda birbirinin devamı olan parçaların her biri |
continuation n.
|
|
86 |
General |
bir keşif yapmış olan birden fazla kişiden her biri |
co-discoverer n.
|
|
87 |
General |
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri |
coholder n.
|
|
88 |
General |
aynı vakayı gösteren birkaç semptomdan her biri |
coindication n.
|
|
89 |
General |
birbirine zıt olan bir çift şeyden her biri |
contrary n.
|
|
90 |
General |
disk iteleme oyununda kullanılan ahşap disklerden her biri |
disc [uk] n.
|
|
91 |
General |
disk iteleme oyununda kullanılan ahşap disklerden her biri |
disk [us] n.
|
|
92 |
General |
birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri |
folding door n.
|
|
93 |
General |
serviksin iç (uterus) veya dış ucundan (vajina) her biri |
os n.
|
|
94 |
General |
benzer birimlerden her biri |
part n.
|
|
95 |
General |
britanya hindistan'ının üç büyük bölümünden her biri |
presidency n.
|
|
96 |
General |
makastaki bıçaklardan her biri |
scissor [rare] n.
|
|
97 |
General |
çin dominosunda kullanımı opsiyonel olan sekiz taştan her biri |
season n.
|
|
98 |
General |
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri |
sergeant n.
|
|
99 |
General |
makasın tutma halkaları ile sapların birleşme noktası arasındaki bölümlerden her biri |
shank n.
|
|
100 |
General |
ayrılmaz eşlerden her biri |
siamese twin n.
|
|
101 |
General |
yakından ilişkili unsurların her biri |
siamese twin n.
|
|
102 |
General |
on altı eşit parçadan her biri |
sixteenth n.
|
|
103 |
General |
kanada'nın 10 ana siyasi biriminden her biri |
province n.
|
|
104 |
General |
aristoteles'in deniz kestanesi fenerinin beş büyük dikey bölümünden her biri |
pyramid n.
|
|
105 |
General |
erkek geyiğin başındaki dalcıklardan her biri |
spilter n.
|
|
106 |
General |
kurmaylık makamını temsil eden beş çizgiden her biri |
staff line n.
|
|
107 |
General |
altı parçadan her biri |
sixth n.
|
|
108 |
General |
her biri iki yaprak veya dört sayfa şeklinde katlanmış kağıtlardan oluşan |
folio adj.
|
|
109 |
General |
her biri için |
for each adv.
|
|
110 |
General |
her biri ayrı olarak |
respectively adv.
|
|
111 |
General |
her iki ...dan biri |
every second adv.
|
|
112 |
General |
her biri ayrı halde |
distributively adv.
|
|
113 |
General |
her biri için |
cum prep.
|
|
114 |
General |
her biri için |
per prep.
|
|
115 |
General |
bunlardan her biri |
each of these pron.
|
|
116 |
General |
her iki kişiden biri |
every other person pron.
|
|
117 |
General |
her yedi kişiden biri |
one out of every seven pron.
|
|
118 |
General |
her üç hastadan biri |
one in every three patients pron.
|
|
Phrases |
|
119 |
Phrases |
her biri sesi ayrı ayrı olacak şekilde |
on sound-by-sound basis expr.
|
|
120 |
Phrases |
(onlardan) her biri |
each of them expr.
|
|
Proverb |
|
121 |
Proverb |
(biri) her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmaz |
(one) does not wash (one's) dirty linen in public
|
|
122 |
Proverb |
her ailede/grupta diğerlerinden farklı biri vardır |
there is a black sheep in every flock
|
|
Colloquial |
|
123 |
Colloquial |
bisepslerin her biri |
bi n.
|
|
124 |
Colloquial |
ikişerli gruplardaki kişilerden her biri |
good buddy n.
|
|
125 |
Colloquial |
zarlardan her biri |
cube n.
|
|
126 |
Colloquial |
bütünün zilyon eşit parçasından her biri |
zillionth n.
|
|
127 |
Colloquial |
kötü biri olduğu her halinden belli olmak |
have evil written all over one v.
|
|
128 |
Colloquial |
(biri) her şeye uyar |
(one) ain't particular expr.
|
|
129 |
Colloquial |
(biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor |
(one) can't win for losing expr.
|
|
130 |
Colloquial |
(biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor |
(one) can't win for trying expr.
|
|
131 |
Colloquial |
tek tek her biri |
every single one expr.
|
|
132 |
Colloquial |
istisnasız her biri |
every single one expr.
|
|
133 |
Colloquial |
(biri) için her şeyin sonu |
it's all over for (one) expr.
|
|
134 |
Colloquial |
(biri) için her şey bitti |
it's all over for (one) expr.
|
|
135 |
Colloquial |
(biri) için her şeyin sonu |
it's all over with (someone) expr.
|
|
136 |
Colloquial |
(biri) için her şey bitti |
it's all over with (someone) expr.
|
|
137 |
Colloquial |
(biri/bir şey) için her şey bitti |
that's all for (someone or something) expr.
|
|
Idioms |
|
138 |
Idioms |
(biri/bir şey için) her şeyini vermek |
give one's right arm (for someone or something) v.
|
|
139 |
Idioms |
(biri/bir şey için) her şeyini vermek |
give one's eyeteeth (for someone or something) v.
|
|
140 |
Idioms |
(inançları/düşünceleri/biri uğruna) her şeyi yapmak |
go to the stake for v.
|
|
141 |
Idioms |
biri/bir şey her yerinden okunmak |
have somebody/something written all over it v.
|
|
142 |
Idioms |
her yönüyle biri/bir şey özelliklerini/etkisini göstermek |
have somebody/something written all over it v.
|
|
143 |
Idioms |
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek |
know (someone or something) inside out v.
|
|
144 |
Idioms |
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek |
know (someone or something) inside out v.
|
|
145 |
Idioms |
(biri için) her şeyi olduğundan iyi görmek |
all his geese are swans expr.
|
|
146 |
Idioms |
(biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
|
147 |
Idioms |
(biri) her fırsatı değerlendirir |
(one) doesn't miss a trick expr.
|
|
148 |
Idioms |
(biri) her zaman yardıma, desteğe, yol göstermeye hazır |
(one's) door is always open expr.
|
|
149 |
Idioms |
(biri) karşısındakine her şeyi söyler, fakat kendine gelince kaldıramaz |
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.
|
|
150 |
Idioms |
(biri) karşısındakine her türlü hakareti/eleştiriyi yapar, fakat kendisine yapılınca hoşuna gitmez |
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.
|
|
151 |
Idioms |
(biri) her şeyini verirdi |
would give (one's) eyeteeth expr.
|
|
Trade/Economic |
|
152 |
Trade/Economic |
para arzını kontrol etmek üzere amerikan hükümeti'nden yetkili on iki bankadan her biri |
federal reserve bank n.
|
|
153 |
Trade/Economic |
taraflardan her hangi biri tarafından iptal edilebilen sözleşme |
voidable contract n.
|
|
154 |
Trade/Economic |
kendi bölgelerindeki tasarruf kuruluşlarını denetleyip kısa vadeli kredi avansları veren 11 bölgesel bankadan her biri |
home loan bank n.
|
|
Politics |
|
155 |
Politics |
iskoçya anakarasının bölündüğü dokuz yerel yönetim bölgesinden her biri |
region n.
|
|
156 |
Politics |
yunan idari eyaletlerinin her biri |
nomarchy n.
|
|
157 |
Politics |
her biri kendi hükümdarı tarafından yönetilen üç bölge |
triarchy n.
|
|
158 |
Politics |
her biri kendi hükümdarı tarafından yönetilen üç bölgenin birleşimi |
triarchy n.
|
|
159 |
Politics |
lordlar kamarası'nın lordlar hakkında hüküm veren üyelerinden her biri |
trier n.
|
|
160 |
Politics |
lordlar kamarası'nın lordlar hakkında hüküm veren üyelerinden her biri |
lord trier n.
|
|
161 |
Politics |
bir ülkenin idari bölümlerinden her biri |
county n.
|
|
162 |
Politics |
seçimlerde bir kimsenin aday gösterilebilmesi için onayı gereken sekiz seçmenden her biri |
assentor [brit] n.
|
|
163 |
Politics |
(ingiltere'nin yorkshire iline ait) üç eski idari bölgeden her biri |
riding n.
|
|
164 |
Politics |
belirli bir başpiskoposluk vilayetindeki piskoposlardan her biri |
comprovincial n.
|
|
165 |
Politics |
man adası'nın altı alt biriminden her biri |
sheading n.
|
|
Industry |
|
166 |
Industry |
endüstriyel bir manuel işlemin zaman ve hareket etüdünde analiz edilebildiği unsurlardan her biri |
therblig n.
|
|
Tourism |
|
167 |
Tourism |
iki kişilik bir odadaki tek kişilik iki yataktan her biri |
twin bed n.
|
|
168 |
Tourism |
ortak ev kiralayıp aralarında bağlantı olmayan insanlardan her biri |
grouper n.
|
|
Technical |
|
169 |
Technical |
yapım aşamasında geminin yanına dikine sabitlenmiş kısa traverslerden her biri |
thwart n.
|
|
170 |
Technical |
ölçüm hattındaki iki noktadan konum düzeltici ayrıntı noktasına uzanan iki ölçümden her biri |
tie n.
|
|
171 |
Technical |
ipin elyafından her biri |
strand n.
|
|
172 |
Technical |
jet motorunda kademeleri oluşturan döner parçalardan her biri |
blade n.
|
|
173 |
Technical |
yılın on iki bölümünden her biri |
month n.
|
|
174 |
Technical |
sadece atomlarındaki elektronların dağılımı farklılık gösteren iki veya daha fazla maddeden her biri |
electromer n.
|
|
175 |
Technical |
bir dökümün eşit iki yarısının bağlı olduğu metal levhalardan her biri |
match plate n.
|
|
176 |
Technical |
her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti |
megafog n.
|
|
177 |
Technical |
ip yapım tezgahında içinden tahta pim geçen kollardan her biri |
woolder n.
|
|
178 |
Technical |
ip yapım tezgahında içinden tahta pim geçen kollardan her biri |
woolder stick n.
|
|
179 |
Technical |
spiraldeki dönüşlerden her biri |
wreath n.
|
|
180 |
Technical |
halkalı bir yapıdaki dönüşlerden her biri |
wreath n.
|
|
181 |
Technical |
bir çalışma bandının sıfır çizgisinden zıt yönlerde ilerleyen iki kısmi seriden her biri |
branch n.
|
|
182 |
Technical |
kare şeklindeki bir kulenin köşelerindeki geçişi gösteren dört yarı piramidal eğimden her biri |
broach n.
|
|
183 |
Technical |
sonsuz bant tipi konveyörün kaplarından her biri |
bucket n.
|
|
184 |
Technical |
balon zarfının bazen iç donanım gerilimi nedeniyle bölündüğü bölümlerden her biri |
lobe n.
|
|
185 |
Technical |
uçaksavar balonunda yer alan şişik torbalardan her biri |
lobe n.
|
|
186 |
Technical |
yük vagonunun kenarında tampon işlevi gören iki bloktan her biri |
dead block n.
|
|
187 |
Technical |
antrenman sırasında atları pistteki çamurdan uzak tutmak için tırabzanlara yerleştirilen tahta engellerden her biri |
dog n.
|
|
188 |
Technical |
salınımlı değişkenin periyodik varyasyonlarından her biri |
oscillation n.
|
|
189 |
Technical |
kesici aletin kabzasının dış yüzünü meydana getiren birbirine tutturulmuş parçaların her biri |
scale n.
|
|
190 |
Technical |
(altıgen sisteminde) altı köşeli bipiramide benzer 12 yüzden her biri |
scalenohedron n.
|
|
191 |
Technical |
(tetragonal sistemde) disfenoidi andıran 8 yüzden her biri |
scalenohedron n.
|
|
192 |
Technical |
kristalin eksensel düzlemlerle bölünmüş parçalarından her biri |
sectant n.
|
|
193 |
Technical |
sahnede belirli ışıkları kontrol etmek için kullanılan bir dizi devreden her biri |
section n.
|
|
194 |
Technical |
yapının iskeletini oluşturan çubukların her biri |
sheth n.
|
|
Computer |
|
195 |
Computer |
bir portalın çogu web sitesi üzerinde görülen bileşenlerinin her biri |
portlet n.
|
|
196 |
Computer |
çok kullanıcılı bilgisayar oyununun yöneticilerinden her biri |
wizard n.
|
|
197 |
Computer |
cobol programlama dilinin dört ana bölümünden her biri |
division n.
|
|
Telecom |
|
198 |
Telecom |
(eski tuşlu telefonlarda) telefonunun tuş takımında aynı sayı kombinasyonuna basarak üretilebilecek iki veya daha fazla sözcüğün her biri |
textonym n.
|
|
199 |
Telecom |
her biri belirli bir veri seti taşıyan birden çok kanala ayrılmış (video sinyali) |
component adj.
|
|
Electric |
|
200 |
Electric |
elektrik transformatörünün çekirdeğini oluşturan demir plakalardan her biri |
lamination n.
|
|
201 |
Electric |
cihazın normal performansıyla ilgili (şebeke voltajı, direnç, güç değeri vb.) değişkenlerin her biri |
characteristic n.
|
|
202 |
Electric |
çok sayıda alternatif gerilimli sisteme ait devrelerden her biri |
phase n.
|
|
Mechanic |
|
203 |
Mechanic |
eşit boyuttaki iki dişli çarktan her biri |
match wheel n.
|
|
Textile |
|
204 |
Textile |
örgü makineleri ve jakar dokuma tezgahlarındaki paralel tellerin her biri |
needle n.
|
|
205 |
Textile |
dokuma tezgahındaki teçhizatın asıldığı kollardan her biri |
tumbler n.
|
|
206 |
Textile |
eteğin uzunlamasına parçalarından her biri |
gare n.
|
|
207 |
Textile |
dokuma tezgahındaki dikey tel çerçevelerden her biri |
heddle n.
|
|
208 |
Textile |
dokuma hazırlığı sırasında çözgü ipliklerinin bölündüğü parçalardan her biri |
section n.
|
|
Architecture |
|
209 |
Architecture |
kapı pervazının yan direklerinin her biri |
cheek n.
|
|
210 |
Architecture |
çapraz kemerde köşelerden çıkan çapraz kirişlerden her biri |
diagonal rib n.
|
|
211 |
Architecture |
çatının kalkan duvarı boyunca bulunan çift sayıdaki dış kirişlerden her biri |
barge couple n.
|
|
212 |
Architecture |
bir blokta dört daire olacak şekilde yerleşmiş yazlık dairelerden her biri |
cottage flat [uk] n.
|
|
213 |
Architecture |
yapı etrafını çeviren kemerlerin her biri |
foil n.
|
|
Construction |
|
214 |
Construction |
ingiltere'nin kent kontluğunda yer alan, her birinde birkaç semt bulunan idari bölümlerden biri |
lathe n.
|
|
215 |
Construction |
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri |
harping n.
|
|
216 |
Construction |
kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri |
swinging post n.
|
|
217 |
Construction |
bir iskele döşemesini destekleyen kısa kereste parçalarından her biri |
putlock n.
|
|
Woodworking |
|
218 |
Woodworking |
fıçıyı ve tabanını oluşturan açılı ahşap çıtaların her biri |
laggen n.
|
|
219 |
Woodworking |
fıçıyı ve tabanını oluşturan açılı ahşap çıtaların her biri |
laggin n.
|
|
Furniture |
|
220 |
Furniture |
mafsallı kanat masayı öne doğru gelip destekleyen iki kirişlemeden her biri |
loper n.
|
|
221 |
Furniture |
yükseltmek için koltuğun altına yerleştirilen iki parçadan her biri |
riser n.
|
|
Automotive |
|
222 |
Automotive |
(gemi, uçak) birbirine ters yönde dönen iki pervaneden her biri |
contrapropeller n.
|
|
Transportation |
|
223 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thorough brace n.
|
|
224 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thoroughbrace n.
|
|
225 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thorough-brace n.
|
|
Traffic |
|
226 |
Traffic |
karayolunda farklı hızlar için ayrılmış şeritlerin her biri |
centerline n.
|
|
227 |
Traffic |
bir dizi işaretleme aracından her biri |
button n.
|
|
Railway |
|
228 |
Railway |
vagon direğindeki şaftlardan her biri |
nib [dialect] n.
|
|
229 |
Railway |
ana hatları chicago'dan new york'a uzanan demiryolu sistemlerinin her biri |
trunk line n.
|
|
230 |
Railway |
ingiltere'de demiryolu seferi düzenleyen şirketlerin her biri |
train operating company n.
|
|
Aeronautic |
|
231 |
Aeronautic |
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri |
airfoil n.
|
|
232 |
Aeronautic |
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri |
aerofoil n.
|
|
233 |
Aeronautic |
paraşütçünün kayış takımını paraşüte bağlayan dört kayıştan her biri |
riser n.
|
|
Marine |
|
234 |
Marine |
gemi güvertesinde bocurgatı destekleyen sütunların her biri |
carrick bitt n.
|
|
235 |
Marine |
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri |
cat-harpin n.
|
|
236 |
Marine |
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri |
cat-harping n.
|
|
237 |
Marine |
yelkenli gemide yelken direklerini dik tutmak için baştan kıça kadar olan desteklerden her biri |
cheek n.
|
|
238 |
Marine |
yelken direklerini dik tutan, baştan kıça kadar olan desteklerden her biri |
cheeks of a mast n.
|
|
239 |
Marine |
flok yelkeni ve kontra flok halatlarını açmak için cıvadranın her iki yanından çıkan iki direk veya serenden biri |
whisker n.
|
|
240 |
Marine |
bileşik iskelenin şaftlarından her biri |
boltel n.
|
|
241 |
Marine |
bileşik iskelenin şaftlarından her biri |
bowtel n.
|
|
242 |
Marine |
bileşik iskelenin şaftlarından her biri |
bowtell n.
|
|
243 |
Marine |
bileşik iskelenin şaftlarından her biri |
boutell n.
|
|
244 |
Marine |
gurcatanın dış uçlarından her biri |
horn n.
|
|
245 |
Marine |
gemi gizi veya sereninin uçlarından her biri |
horn n.
|
|
246 |
Marine |
birlikte çekilen üç işaret flamasından her biri |
repeater n.
|
|
247 |
Marine |
birlikte çekilen üç işaret flamasından her biri |
substitute n.
|
|
248 |
Marine |
baş bodoslama astarı üzerine döşenen kereste parçalarından her biri |
dousing-chock n.
|
|
249 |
Marine |
üst güvertenin üzerindeki iç kaplamadaki kereste parçalarından her biri |
dousing-chock n.
|
|
250 |
Marine |
bumbayı sabit tutan palanga sistemine ait iplerden her biri |
fang [obsolete] n.
|
|
251 |
Marine |
bumbayı sabit tutan palanga sistemine ait iplerden her biri |
vang n.
|
|
252 |
Marine |
teknenin kıç bölümüne şekil veren kaburgalardan her biri |
fashion piece n.
|
|
253 |
Marine |
kıç aynaları omuzluğa bağlayan praçollardan her biri |
sleeper n.
|
|
254 |
Marine |
gemi inşası hesaplamalarında baz alınan gemi bölümlerinden her biri |
station n.
|
|
255 |
Marine |
(gemi postalarında) omurga boyunca yer alan işaret noktalarından her biri |
station n.
|
|
Mining |
|
256 |
Mining |
kesilmiş değerli taş üzerindeki baklava biçimli yüzeylerin her biri |
coign n.
|
|
257 |
Mining |
kesilmiş değerli taş üzerindeki baklava biçimli yüzeylerin her biri |
quoin n.
|
|
258 |
Mining |
platformdan platforma atılarak yükseğe taşınan cevheri bir arada tutması için üst üste yerleştirilmiş bir dizi platform veya nişten her biri |
shamble n.
|
|
Medical |
|
259 |
Medical |
kafatasının iç ve dış yüzeylerindeki düz kemik tabakalarının her biri |
table n.
|
|
260 |
Medical |
aynı anda doğan dokuz bebekten her biri |
nonuplet n.
|
|
261 |
Medical |
kalp kapakçığını oluşturan, yaprak şeklindeki iki veya üç parçadan her biri |
cusp n.
|
|
262 |
Medical |
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri |
arytenoid cartilage n.
|
|
263 |
Medical |
tek yumurta ikizlerinden her biri |
monozygotic twin n.
|
|
264 |
Medical |
tek yumurta ikizlerinden her biri |
monozygous twin n.
|
|
265 |
Medical |
derisi soyulmuş yüzeyi oluşturan kılcal damarları meydana getiren ve fibroblastlarla beraber deriyi iyileştiren çok küçük kırmızı granüllerden her biri |
granulation n.
|
|
266 |
Medical |
ortabeynin ön kısmından başlayıp retinanın ön yüzeyine ulaşan ve retinadan beyne görsel uyarım iletimini sağlayan, kafatası sinirlerinin ikinci çiftinden her biri |
optic n.
|
|
267 |
Medical |
inflamatuar yanıtı uyarmak için makrofaj gibi hücrelerin saldığı sitokin gruplarından her biri |
interleukin-1 n.
|
|
268 |
Medical |
kirpik ve kamçılarda bulunan dokuz mikrotübül çiftinden her biri |
doublet n.
|
|
Anatomy |
|
269 |
Anatomy |
primatların bileklerindeki sekiz küçük kemiğin her biri |
carpal bone n.
|
|
270 |
Anatomy |
metakarpal kemiklere eklemlenen kıkırdaksı dokulardan her biri |
carpale n.
|
|
271 |
Anatomy |
anal kanal ve rektum duvarında bulunan damarların her biri |
rectal vein n.
|
|
272 |
Anatomy |
insanın kuyruk sokumundaki dört omurdan her biri |
caudal vertebra n.
|
|
273 |
Anatomy |
beynin loblarını birbirinden ayıran orta girintilerin iki tarafında yer alan kıvrımların her biri |
central gyrus n.
|
|
274 |
Anatomy |
beyincik loplarının her biri |
cerebellar hemisphere n.
|
|
275 |
Anatomy |
beyin zarına kan gönderen arterlerin her biri |
cerebral artery n.
|
|
276 |
Anatomy |
omuriliğin boyundaki kısmından çıkan sekiz çift spinal sinirin her biri |
cervical nerve n.
|
|
277 |
Anatomy |
iç kulaktan çıkan toplardamarların her biri |
labyrinthine vein n.
|
|
278 |
Anatomy |
meme bezlerinden meme ucuna süt taşıyan kanalların her biri |
lactiferous duct n.
|
|
279 |
Anatomy |
rahim ağzı kanalının mukus salgılayan küçük salgı bezlerinden her biri |
nabothian gland n.
|
|
280 |
Anatomy |
geniz boşluğunda bulunan burun kemiklerinden her biri |
nasal concha n.
|
|
281 |
Anatomy |
yüz kemiğindeki geniz boşluğuna bitişik ve mukoza zarı ile kaplı sinüs çiftlerinden her biri |
nasal sinus n.
|
|
282 |
Anatomy |
lomber sinirlerden meydana gelen ve uyluğun ön kısmındaki kasları ve deriyi besleyen bir çift sinirden her biri |
nervus femoralis n.
|
|
283 |
Anatomy |
boyundaki omurilik köklerinden meydana gelen, diyaframı sinir sistemine bağlamak ve nefes alıp vermeyi kontrol etmek için göğüs kafesinden geçen bir çift sinirden her biri |
nervus phrenicus n.
|
|
284 |
Anatomy |
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri |
nervus spinalis n.
|
|
285 |
Anatomy |
sinirsel yayı oluşturan iki yanal çıkıntı veya unsurdan her biri |
neurapophysis n.
|
|
286 |
Anatomy |
beynin her iki tarafındaki üç atardamardan her biri |
temporal artery n.
|
|
287 |
Anatomy |
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri |
teres n.
|
|
288 |
Anatomy |
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri |
teres muscle n.
|
|
289 |
Anatomy |
talamus ve çevresindeki yapılardan kan alan ve beyin damarına boşaltan iki damarın her biri |
terminal n.
|
|
290 |
Anatomy |
kalp duvarındaki doğrudan kalp boşluğuna akan küçük damarların her biri |
thebesian vessel n.
|
|
291 |
Anatomy |
kalp duvarındaki doğrudan kalp boşluğuna akan küçük damarların her biri |
thebesian vein n.
|
|
292 |
Anatomy |
kalp duvarındaki doğrudan kalp boşluğuna akan küçük damarların her biri |
thebesian channel n.
|
|
293 |
Anatomy |
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri |
true vocal cord n.
|
|
294 |
Anatomy |
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri |
true vocal fold n.
|
|
295 |
Anatomy |
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri |
inferior vocal fold n.
|
|
296 |
Anatomy |
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri |
inferior vocal cord n.
|
|
297 |
Anatomy |
ayak bileği kemiklerinden veya kıkırdaklarından her biri |
tarsale n.
|
|
298 |
Anatomy |
lomber sinirlerden meydana gelen ve uyluğun ön kısmındaki kasları ve deriyi besleyen bir çift sinirden her biri |
anterior crural nerve n.
|
|
299 |
Anatomy |
lomber sinirlerden meydana gelen ve uyluğun ön kısmındaki kasları ve deriyi besleyen bir çift sinirden her biri |
femoral nerve n.
|
|
300 |
Anatomy |
gözün koroid tabakasını besleyen birkaç atardamardan her biri |
arteria ciliaris n.
|
|
301 |
Anatomy |
beyindeki willis çemberini oluşturan üç arterin her biri |
arteria communicans n.
|
|
302 |
Anatomy |
gırtlağa kan götüren iki arterden her biri |
arteria laryngea n.
|
|
303 |
Anatomy |
abdominal aorttan çıkarak lomber omurları, sırt kaslarını ve karın duvarını besleyen 4-5 çift arterden her biri |
arteria lumbalis n.
|
|
304 |
Anatomy |
dış karotis arterden dallanarak yüzü besleyen iki arterden her biri |
arteria maxillaris n.
|
|
305 |
Anatomy |
beyin ve komşu yapıların meninkslerini besleyen üç atardamardan her biri |
arteria meningea n.
|
|
306 |
Anatomy |
aortun mezenterin iki tabakası arasından bağırsaklara geçen iki kolundan her biri |
arteria mesenterica n.
|
|
307 |
Anatomy |
yüzü besleyen birkaç atardamardan her biri |
arteria palatina n.
|
|
308 |
Anatomy |
rektal bölgeyi besleyen atardamarlardan her biri |
arteria rectalis n.
|
|
309 |
Anatomy |
boyun ve kollara kan getiren iki atardamardan her biri |
arteria subclavia n.
|
|
310 |
Anatomy |
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri |
arytaenoid n.
|
|
311 |
Anatomy |
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri |
arytenoid cartilage n.
|
|
312 |
Anatomy |
kanın kulakçıktan karıncıklara aktığı iki kalp kapakçığından her biri |
atrioventricular valve n.
|
|
313 |
Anatomy |
ayak bileği kemiklerinden her biri |
entocuneiform n.
|
|
314 |
Anatomy |
omuriliğin sakral bölgesinden çıkan beş çift spinal sinirden her biri |
sacral nerve n.
|
|
315 |
Anatomy |
sakrumu oluşturmak için kaynaşmış beş omurdan her biri |
sacral vertebra n.
|
|
316 |
Anatomy |
testisten epididime sperm taşıyan kısa kanallardan her biri |
vas efferens n.
|
|
317 |
Anatomy |
iki serebral toplardamardan her biri |
vena cerebri media n.
|
|
318 |
Anatomy |
iki serebral toplardamardan her biri |
middle cerebral vein n.
|
|
319 |
Anatomy |
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri |
vena choroidea n.
|
|
320 |
Anatomy |
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri |
choroid vein n.
|
|
321 |
Anatomy |
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri |
vena circumflexus femoris n.
|
|
322 |
Anatomy |
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri |
circumflex femoral vein n.
|
|
323 |
Anatomy |
yüzdeki kanı drene eden toplardamarlardan her biri |
vena facialis n.
|
|
324 |
Anatomy |
yüzdeki kanı drene eden toplardamarlardan her biri |
facial vein n.
|
|
325 |
Anatomy |
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri |
vena intervertebralis n.
|
|
326 |
Anatomy |
omurilik sinirlerine eşlik eden toplardamarlardan her biri |
intervertebral vein n.
|
|
327 |
Anatomy |
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri |
vena pulmanalis inferior n.
|
|
328 |
Anatomy |
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri |
inferior pulmonary vein n.
|
|
329 |
Anatomy |
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri |
vena pulmonalis superior n.
|
|
330 |
Anatomy |
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri |
superior pulmonary vein n.
|
|
331 |
Anatomy |
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri |
vena saphena n.
|
|
332 |
Anatomy |
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri |
saphenous vein n.
|
|
333 |
Anatomy |
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri |
mamillary body n.
|
|
334 |
Anatomy |
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri |
mammillary body n.
|
|
335 |
Anatomy |
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri |
corpus albicans n.
|
|
336 |
Anatomy |
üst çenenin yüksek omurgalılarda ve insanlarda dişleri barındıran iki kemiğinden her biri |
maxillary n.
|
|
337 |
Anatomy |
mesiyal düzlemin böldüğü parçalardan her biri |
hemisection n.
|
|
338 |
Anatomy |
beyinciğin lateral loplarından her biri |
hemisphere n.
|
|
339 |
Anatomy |
boyundaki iki büyük toplardamardan her biri |
brachiocephalic vein n.
|
|
340 |
Anatomy |
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri |
rhomboid n.
|
|
341 |
Anatomy |
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri |
rhomboideus n.
|
|
342 |
Anatomy |
talamusun arkasındaki iki küçük çıkıntıdan her biri |
geniculate body n.
|
|
343 |
Anatomy |
omurganın her iki ucunda bulunup kolları ve bacakları destekleyen kemiğimsi halkalardan her biri |
girdle n.
|
|
344 |
Anatomy |
sağ akciğerin üç lobundan her biri |
lobe of the lung n.
|
|
345 |
Anatomy |
sol akciğerin iki lobundan her biri |
lobe of the lung n.
|
|
346 |
Anatomy |
göğüs büyük kaslarından her biri |
musculus pectoralis n.
|
|
347 |
Anatomy |
pektoral kaslardan her biri |
musculus pectoralis n.
|
|
348 |
Anatomy |
beynin tabanında bitişik olarak bulunan yumurta biçimli iki gri madde kitlesinden her biri |
optic thalamus n.
|
|
349 |
Anatomy |
embriyonik önbeynin çift halinde bulunan ve optik sinir ile retinayı meydana getiren evajinasyonlarından her biri |
optic vesicle n.
|
|
350 |
Anatomy |
beyin tabanında burun boşluklarının hemen üzerinde bulunan koku alma sinirinin ucundaki iki genişlikten her biri |
olfactory bulb n.
|
|
351 |
Anatomy |
omurgalı embriyolarında toplardamarlardan sinüs venozusa kan taşıyan bir çift büyük venöz sinüsten her biri |
duct of cuvier n.
|
|
352 |
Anatomy |
beyindeki willis poligonunu oluşturan üç arterden her biri |
communicating artery n.
|
|
353 |
Anatomy |
beyin zarının çeşitli bölgelerinden her biri |
cortical area n.
|
|
354 |
Anatomy |
notokordun iki tarafında gelişen çubuk şekilli hücre çiftinden her biri |
parachordal n.
|
|
355 |
Anatomy |
bademciklerin etrafındaki iki kıvrımdan her biri |
pillars of the fauces n.
|
|
356 |
Anatomy |
ayak bileğinin distal bölümündeki üç kemikten her biri |
cuneiform bone n.
|
|
357 |
Anatomy |
çiftli organlarda eşlerden her biri |
platetrope n.
|
|
358 |
Anatomy |
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri |
saphena n.
|
|
359 |
Anatomy |
bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan iki venden her biri |
saphenous n.
|
|
360 |
Anatomy |
beynin alt yüzeyinde yer alan iki yuvarlak yapıdan her biri |
corpus mamillare n.
|
|
361 |
Anatomy |
her bir akciğerde yer alan iki adet otonom sinir ağından her biri |
plexus pulmonalis n.
|
|
362 |
Anatomy |
(omurgalılarda) üst çenede maksiller kemiklerin önü ve arasında yer alan iki kemikten her biri |
premaxilla n.
|
|
363 |
Anatomy |
corpora cavernosa doku bölgesinde ayrılan proksimal uçlardan her biri |
crus n.
|
|
Dentistry |
|
364 |
Dentistry |
pulpanın dış yüzeyini oluşturup dentin üreten hücrelerden her biri |
odontoblast n.
|
|
365 |
Dentistry |
pulpanın dış yüzeyini oluşturup dentin üreten hücrelerden her biri |
odontoplast n.
|
|
Physiology |
|
366 |
Physiology |
beyin, omurilik ve vücudun diğer bölümlerinde salgılanan ve ağrı kesici özelliği olan iki akraba pentapeptitten her biri |
encephalin n.
|
|
367 |
Physiology |
omurgalılarda hipofiz bezinin cildin koyulaşması için salgıladığı iki hormondan her biri |
melanophore-stimulating hormone n.
|
|
368 |
Physiology |
biri fizyolojik olarak aktif olup diğer olmayan iki kinin formundan her biri |
hypertensin n.
|
|
369 |
Physiology |
algıların (görme, duyma) ana yollarından her biri |
modality n.
|
|
Optics |
|
370 |
Optics |
göze aynı görünüp farklı spektral bileşimlere sahip iki renkten her biri |
metamer n.
|
|
Veterinary |
|
371 |
Veterinary |
bir batında doğan yavrulardan her biri |
littermate n.
|
|
Printing |
|
372 |
Printing |
klasik latincede çift ünlü olarak telaffuz edilen æ ve œ seslerinden her biri |
diphthong n.
|
|
Gastronomy |
|
373 |
Gastronomy |
sığır, kuzu vücudunun iki arka kısmından her biri |
hindquarter n.
|
|
374 |
Gastronomy |
jelatin veya krem şantiden biri ya da her ikisi ile hafifletilmiş et veya balık püresi |
mousse n.
|
|
375 |
Gastronomy |
dakuazda kullanılan mereng katlarından her biri |
dacquoise n.
|
|
Math |
|
376 |
Math |
kare matrisin karakteristik denklemini sıfır yapan değerlerin her biri |
characteristic root of a square matrix n.
|
|
377 |
Math |
kare matrisin özvektörlerinden her biri |
characteristic root of a square matrix n.
|
|
378 |
Math |
kesirde pay ve paydayı oluşturan ifadelerin her biri |
term n.
|
|
379 |
Math |
bir orantının ortanca iki teriminden her biri |
mean n.
|
|
380 |
Math |
bir orantının iki orta teriminden her biri |
mean proportional n.
|
|
381 |
Math |
matematiksel bir denklemde eşit elemanlardan her biri |
member n.
|
|
382 |
Math |
bileşenlerinden her biri değişken olan vektör |
multivariate n.
|
|
383 |
Math |
10 üzeri 27 sayısındaki eşit parçadan her biri |
octillionth n.
|
|
384 |
Math |
10 üzeri 48 sayısındaki eşit parçadan her biri |
octillionth n.
|
|
385 |
Math |
beş eşit parçadan her biri |
fifth part n.
|
|
386 |
Math |
bir sayının ölçüm cihazının hassasiyeti ölçüsünde önemli olan basamaklarından her biri |
significant figure n.
|
|
387 |
Math |
uzayda bir noktanın yerini belirlemek için kullanılan üç koordinattan her biri |
spherical coordinate n.
|
|
Geometry |
|
388 |
Geometry |
bir sayının kartezyen koordinat düzleminde yerini gösteren koordinat bileşenlerinin her biri |
cartesian coordinate n.
|
|
389 |
Geometry |
tepe noktasından bölünmüş bir koninin iki eşit parçasından her biri |
nappe n.
|
|
390 |
Geometry |
çizgili yüzeydeki çizgilerden her biri |
generator n.
|
|
391 |
Geometry |
bir noktada birleşen ortogonal üç düzlemin etrafındaki tüm üç boyutlu alanı böldüğü sekiz bölgeden her biri |
octant n.
|
|
392 |
Geometry |
toplamı 90° olan iki açıdan her biri |
complement n.
|
|
393 |
Geometry |
birbirine bağlı iki sert cisim noktasından her biri |
conjugate point n.
|
|
394 |
Geometry |
küre yüzeyini oluşturan çemberlerden her biri |
circle of the sphere n.
|
|
Logic |
|
395 |
Logic |
aralarında ilişki olduğu söylenen nesnelerden her biri |
relatum n.
|
|
396 |
Logic |
rakibin gözünde her biri eşit düzeyde şüphe uyandıracak seçenekleri olan argüman |
dilemma n.
|
|
397 |
Logic |
aynı anda her ikisi de doğru olamayan iki önermeden her biri |
contrary n.
|
|
398 |
Logic |
ortak terimle ifade edilen birkaç şeyden her biri |
significate n.
|
|
Statistics |
|
399 |
Statistics |
bir frekans grubu yirmi eşit gruba bölündüğünde oluşan gruplardan her biri |
ventile n.
|
|
400 |
Statistics |
bir frekans grubu yirmi eşit gruba bölündüğünde grupları ayıran değerlerden her biri |
ventile n.
|
|
401 |
Statistics |
koordinatlarının her biri, bir frekans dağılımında karşılık gelen frekansa kadar olup buna karşılık gelen tüm frekansların toplamını gösteren bir grafik |
ogive n.
|
|
402 |
Statistics |
sıralı dağılımı yüzde yirmilik beş parçaya bölen dört noktadan her biri |
pentile n.
|
|
Physics |
|
403 |
Physics |
bir mıknatısı oluşturduğu varsayılan temel aksamlardan her biri |
magnetic element n.
|
|
404 |
Physics |
bir dönü birimli bozon sınıflarından her biri |
vector boson n.
|
|
405 |
Physics |
üç temel fermiyon grubundan her biri |
generation n.
|
|
406 |
Physics |
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan biri nötr biri pozitif yüklü iki mezondan her biri |
d meson n.
|
|
407 |
Physics |
momentumun üç koordinatından her biri |
dimension n.
|
|
408 |
Physics |
aynı kütle sayısına sahip farklı elemanların iki nüklitinden her biri |
isobar n.
|
|
Chemistry |
|
409 |
Chemistry |
yapısı doğal nükleozidlere benzeyen, antiviral ve antikanser ilaç olarak kullanılan, dna veya rna sentezine engel olan sentetik bileşik grubunun her biri |
nucleoside analog n.
|
|
410 |
Chemistry |
üçlü benzen halkası içeren üç izomerik kristalin hidrokarbondan her biri |
terphenyl n.
|
|
411 |
Chemistry |
bazı bitkilerin esansiyel yağlarında doğal olarak bulunan üç izomerik alkolden her biri |
terpineol n.
|
|
412 |
Chemistry |
genellikle alfa ve gama izomerlerinin karışımlarında elde edilen üç sıvı izomerik monosiklik terpen hidrokarbondan her biri |
terpinene n.
|
|
413 |
Chemistry |
bazı bitkilerin esansiyel yağlarında doğal olarak bulunan üç izomerik alkolden her biri |
terpinol n.
|
|
414 |
Chemistry |
kloroformunkine benzer koku ve toksik buhar oluşturan simetrik iki izomerden her biri |
tetrachloroethane n.
|
|
415 |
Chemistry |
azotun varsayımsal iki izomerik hidritinin her biri |
tetrazene n.
|
|
416 |
Chemistry |
tiyofenden elde edilen iki izomerik kristalli asitten her biri |
thenoic acid n.
|
|
417 |
Chemistry |
tenoik asitlerin iki radikalinden her biri |
thenoyl n.
|
|
418 |
Chemistry |
halkada hem kükürt hem de azot içeren üç temel heterosiklik bileşikten her biri |
thiazoline n.
|
|
419 |
Chemistry |
yapısal olarak aniline benzeyen iki aminden her biri |
thiophenine n.
|
|
420 |
Chemistry |
toluenden türetilen üç izomerik asitten her biri |
toluic acid n.
|
|
421 |
Chemistry |
oksidasyon sonucunda ilgili toluik asitleri veren dört aldehitten her biri |
tolualdehyde n.
|
|
422 |
Chemistry |
tolüenden türetilen izomerik kristal bazlardan her biri |
tolylenediamine n.
|
|
423 |
Chemistry |
izosiyanik asidin izomerik esterlerinden her biri |
tolylene diisocyanate n.
|
|
424 |
Chemistry |
çürümüş hayvani ve nebati maddelerden çıkarılan zehirli veya zehirsiz kalevi maddelerden her biri |
neurin n.
|
|
425 |
Chemistry |
asimetrik bir karbon atomunun etrafındaki atomların pozisyonuyla birbirinden ayrılan iki izomerden her biri |
epimer n.
|
|
426 |
Chemistry |
iki garip kuark içeren ve nötr veya negatif yüklü iki baryondan her biri |
xi baryon n.
|
|
427 |
Chemistry |
ksilenden türetilmiş üç metamerik radikalden her biri |
xylylene n.
|
|
428 |
Chemistry |
dört değerli manganez içeren bir dizi tuzdan her biri |
manganite n.
|
|
429 |
Chemistry |
mangan dioksit ve bir bazın tepkimesinden oluşan bir dizi kararsız tuzdan her biri |
manganite n.
|
|
430 |
Chemistry |
alkan dizisindeki dokuz izomerik hidrokarbondan her biri |
heptane n.
|
|
431 |
Chemistry |
üç düz zincirli heptilenden her biri |
heptene n.
|
|
432 |
Chemistry |
fümerik asidin iki geometrik izomerinden her biri |
butenedioic acid n.
|
|
433 |
Chemistry |
boyakökünde bulunan birkaç renk üreten glikozitten her biri |
rubian n.
|
|
434 |
Chemistry |
zakkum yapraklarında bulunan çeşitli kalp glükozidlerinden her biri |
oleandrin n.
|
|
435 |
Chemistry |
zakkum yapraklarında bulunan çeşitli alkaloidlerden her biri |
oleandrine n.
|
|
436 |
Chemistry |
strikninle oluşup alfa-kolubrin ve beta-kolubrin olarak ayırılan iki renksiz ve kristalli alkaloitten her biri |
colubrine n.
|
|
437 |
Chemistry |
sistemdeki her fazın bileşimini tam olarak tanımlamak için gereken minimum sayıda farklı kimyasal bileşenden her biri |
component n.
|
|
438 |
Chemistry |
üç ana diazin türevini içeren madde sınıflarından her biri |
diazine n.
|
|
439 |
Chemistry |
kompleks molekülü oluşturan altyapılardan her biri |
phane n.
|
|
440 |
Chemistry |
kurutulmuş sinameki yapraklarında bulunan iki glikozitten her biri |
sennoside n.
|
|
441 |
Chemistry |
alkan dizisindeki dokuz izomerik hidrokarbondan her biri |
septane [obsolete] n.
|
|
442 |
Chemistry |
bileşiği oluşturan bileşenlerin her biri |
simple n.
|
|
443 |
Chemistry |
hidrokarbon radikalleri ile birleşmiş sülfürden oluşan bir dizi temel bileşikten her biri |
sulphine n.
|
|
Biology |
|
444 |
Biology |
tek atadan üretilmiş klon grubundaki genetik olarak özdeş yeni bireylerden her biri |
ramet n.
|
|
445 |
Biology |
virüsün protein kılıfını oluşturan alt ünitelerden her biri |
capsomere n.
|
|
446 |
Biology |
virüsün protein kılıfını oluşturan alt ünitelerden her biri |
capsomer n.
|
|
447 |
Biology |
m-rna nükleotid dizisinin protein zincirinde okunabileceği üç olası yoldan her biri |
reading frame n.
|
|
448 |
Biology |
dokuz tane üçlü tüpten oluşan ve mitoz esnasında asterleri oluşturan iki silindirik hücresel organelden her biri |
centriole n.
|
|
449 |
Biology |
protein sentezinin sonlandığını gösteren üç kodondan her biri |
chain termination codon n.
|
|
450 |
Biology |
yumurtanın sarısını kabuğa bağlayan iki bağcıktan her biri |
chalaze n.
|
|
451 |
Biology |
tohumu kabuğa bağlayan bağcıkların her biri |
chalaze n.
|
|
452 |
Biology |
protein bağlanmasını kolaylaştıran stabilize edici protein sınıflarının her biri |
chaperone n.
|
|
453 |
Biology |
protein bağlanmasını kolaylaştıran stabilize edici protein sınıflarının her biri |
chaperonin n.
|
|
454 |
Biology |
hücre döngüsünün ilerlemesini kontrol eden proteinlerin her biri |
checkpoint protein n.
|
|
455 |
Biology |
dna'nın kromozomda tekrarlayan yapı birimlerinden her biri |
nucleosome n.
|
|
456 |
Biology |
dna ve rna moleküllerini oluşturan birimleri içeren, fosfat grubu ile nükleositin birleşiminden oluşan bileşik grubundan her biri |
nucleotide n.
|
|
457 |
Biology |
nörofibrili oluşturan uzun, ince ipliklerden her biri |
neurofilament n.
|
|
458 |
Biology |
sinirsel yayın iki yarısından her biri |
neuroid [obsolete] n.
|
|
459 |
Biology |
ovülün çekirdeğini saran iki kılıftan her biri |
tegument n.
|
|
460 |
Biology |
her biri iki kromatide bölünmüş olan eşli homolog kromozomlardan oluşan, mayozun pakiten aşaması sırasında meydana gelen dört sarmallı yapı |
tetrad n.
|
|
461 |
Biology |
kırmızı alglerde mayotik olarak gelişen dört yarı kromozomlu eşeysiz spordan her biri |
tetraspore n.
|
|
462 |
Biology |
pirozom cinsinin bir üyesinin kök benzeri bir organından meydana gelen ilk dört blastozooitin her biri |
tetrazooid n.
|
|
463 |
Biology |
bulunduğu kolonide farklılaşmış olarak bulunan canlıların her biri |
zooid n.
|
|
464 |
Biology |
periklinal kimerayı oluşturan katmanların her biri |
pericline n.
|
|
465 |
Biology |
geleneksel sınıflandırmada canlıların ve nesnelerin hayvan, bitki ve maden şeklinde oluşturduğu kategorilerden her biri |
kingdom n.
|
|
466 |
Biology |
bileşik organizmayı oluşturan tekil bireylerin her biri |
zoon n.
|
|
467 |
Biology |
polen tanesindeki jeneratif hücrenin bölünmesiyle oluşan ve erkek hücre oluşturmak üzere bölünen iki hücreden her biri |
body cell n.
|
|
468 |
Biology |
mayoz bölünme sonrasında kromozomunu eşleyerek haploit gamete dönüşen iki hücreden her biri |
maturation division n.
|
|
469 |
Biology |
hidroitin gonofora veya medüze evrilecek olan tomurcuklarından her biri |
medusa bud n.
|
|
470 |
Biology |
ortak atayı paylaşan bir grup benzer dna dizisinden her biri |
homolog n.
|
|
471 |
Biology |
ortak atayı paylaşan bir grup benzer dna dizisinden her biri |
homologue n.
|
|
472 |
Biology |
haeckel'in idorganını oluşturan plastidlerden her biri |
homoplast n.
|
|
473 |
Biology |
kas lifini oluşturan aktin veya miyozin ipliklerinden her biri |
myofilament n.
|
|
474 |
Biology |
yaşam döngüsünü tamamlayan fazlardan her biri |
generation n.
|
|
475 |
Biology |
çeşitli bazidyomiset başlıklarının alt yüzeyini oluşturan solungaç şekilli plakalardan her biri |
gill n.
|
|
476 |
Biology |
kuş, sürüngen veya memeli embriyolarında kulak ve boyun yapılarına dönüşen birkaç karşılıklı kemerden her biri |
gill arch n.
|
|
477 |
Biology |
dimorfizm gösteren bir maddenin iki biçiminden her biri |
dimorph n.
|
|
478 |
Biology |
sifonoforlarda dişi gonoforları taşıyan dallardan her biri |
gynophore n.
|
|
479 |
Biology |
kılcal damarların iç duvarlarında yer alan, dallanan birçok hücreden her biri |
rouget cell n.
|
|
480 |
Biology |
sinir sistemindeki oligodendrogliya hücrelerinden her biri |
oligodendrocyte n.
|
|
481 |
Biology |
belirli bir karakteristiği ifade etmek için bir arada bulunmaları gereken gen çiftlerinden her biri |
complementary gene n.
|
|
482 |
Biology |
bir arada bulunduklarında ayrıyken gösterdikleri etkiden bambaşka etki yaratan birkaç genden her biri |
complementary factor n.
|
|
483 |
Biology |
birleşen gamet çiftinden her biri |
conjugant n.
|
|
484 |
Biology |
birleşen organizma çiftinden her biri |
conjugant n.
|
|
485 |
Biology |
ayrı coğrafi bölgelerde yer alan yakın akraba takson gruplarından her biri |
vicariant n.
|
|
486 |
Biology |
her biri iki alel içeren iki özellik kullanılarak yapılan melezleme |
dihybrid cross n.
|
|
487 |
Biology |
her biri dikaryona sahip hücrelerden oluşan miselyum |
dikaryon n.
|
|
488 |
Biology |
her biri dikaryona sahip hücrelerden oluşan miselyum |
dicaryon n.
|
|
489 |
Biology |
bazı sifonoforlarda adaptasyon geçirmiş zooitlerin oluşturduğu yaprak benzeri koruyucu organlardan her biri |
hydrophyllium n.
|
|
490 |
Biology |
dna sentezinde kullanılan iki pürin nükleotidinden her biri |
datp n.
|
|
491 |
Biology |
gül ağaçlarının parankimiyle beslenerek yapraklarını iskeletleştiren iki yeşil larvamsı yaprakarısından her biri |
rose slug n.
|
|
492 |
Biology |
incir şeklinde dizilmiş sporlardan her biri |
seirospore n.
|
|
493 |
Biology |
charales takımına mensup yeşil alglerin anteridyumlarını oluşturan sekiz hücrenin her biri |
shield n.
|
|
494 |
Biology |
her biri farklı bir dokuyu boyayan birden fazla boyayı (numuneye) sırayla uygulamak |
counterstain v.
|
|
Biochemistry |
|
495 |
Biochemistry |
ras proteinini kodlayan onkojenlerden her biri |
rasgene n.
|
|
496 |
Biochemistry |
beyin dokusunda bulunan, endorfin benzeri çeşitli kısa zincirli peptitlerden her biri |
neuropeptide n.
|
|
497 |
Biochemistry |
dna moleküllerinin sarılmasını kontrol eden iki izomer enzimden her biri |
topoisomerase n.
|
|
498 |
Biochemistry |
dna sentezinde kullanılan iki pirimidin nükleotidinden her biri |
dttp n.
|
|
Marine Biology |
|
499 |
Marine Biology |
deniz salyangozları ve deniz tavşanlarını kapsayan alttakıma mensup yumuşakçaların her biri |
tectibranch n.
|
|
500 |
Marine Biology |
natica, lunatia, neverita ve benzer türlere ait çok sayıda deniz karından bacaklılarından her biri |
natica n.
|
|